Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bezelyeli Bulgur Pilavı

Resim
Bulgur pilavı denince akan sular durur. Hatta sadece bulgurun varlığı bile kafidir iştah açmak için :) Bugüne kadar içinde bulgur olup da sevmediğim bir yemek hatırlamıyorum. Neyse ki diyetimde bulgura izin var da, midem bayram ediyor.  Bulgur, çok çok çeşitli yemeklerde kullanılır tabi ama ben en çok pilavını severim. Hatta sade suya yapılan bulgur pilavı da pek güzel olur.  Bugün, hem daha doyurucu olduğundan hem de değişiklik yapmak adına bulgur pilavını bezelyeli yaptım. Pirinç pilavını bezelyeli çok severim ama bulguru ilk defa denedim. Kendim yaptım diye demiyorum pek lezzetli oldu. Bakalım deneyince siz de beğenecek misiniz? :)  Bezelyeli Bulgur Pilavı: 2 su bardağı bulgur 1 su bardağı bezelye (mevsim nedeniyle dondurulmuş bezelye kullandım) 1 tatlı kaşığı tatlı biber salçası 1 yemek kaşığı domates salçası 1 çay kaşığı kimyon 1 çay kaşığı sumak 4 su bardağı su  Zeytinyağ, tuz Yapılışı:  Domates ve biber salçası zaytinyağında bir süre kavrulur. Üzerine be

Kış Çorbası

Resim
Kapalı ve kasvetli kış günlerini hiç sevmem... Kim sever ki? Kış denince bi yağmur yağmalı, kar yağmalı bence :) Kış günü dediğin yağmur, çamur fırtına olur. Bugün gibi, sadece kara kara bulutların olduğu günlerde insanın içini ısıtması gerekir. Yoksa kasvetten yorgunluk çöker insanın üstüne... Böyle kasvetli kış günlerinde yapılacak en güzel şeyin, sıcacık bol vitaminli bir çorba içmek olduğuna inanırım. Kasvet, yorgunluk insanı hasta eder, hele de son günlerde grip salgını varken :) Dolayısıyla, bugün bol vitaminli, genelde pek kimsenin tadını sevmediği sebzelerle çorba yapmaya ve de sizlerle paylaşmaya karar verdim. Kış sebzeleriyle güzel ve çok çok basit ama bir o kadar lezzetli bir kış çorbası yaptım. Bakalım beğenecek misiniz? Kış Çorbası:  Küçük bir brokoli 1 adet orta boy kereviz 1 adet orta boy kuru soğan 2 diş sarımsak  Yapılışı: Bir tencereye 1,5 litre kadar su konur ve ocağın altı yakılır. Kuru soğan temizlenir ve dörde bölünür. Sarımsaklar temi

Yufkadan Pırasalı Börek

Resim
Bir Arnavut kızı olarak börek, beslenmemin önemli ve çok lezzetli bir öğesi olduğundan diyetimi şenlendirmek adına pırasalı börek yapmaya karar verdim. Aslında annemin, anneannemin yaptığı gibi el açması börek yapmak vardı ama maalesef henüz o kadar uzun vaktim yok. Başka bir gün mutlaka deneyeceğim ve ilk böreğimi ne durumda olursa olsun burada paylaşacağım :) Minik bir bebeğim olduğundan öyle uzun uzun yemekler yapamıyorum. Yaptığım yemekler genelde hızlı ve pratik oluyor. Bu sefer, canım çok çektiğinden, pırasalı böreği yufkadan yaptım. Çok da güzel oldu. Diyetimde süt ve süt ürünleri yasak olduğundan ve  bir çok üründe olduğu gibi yufkalarda da peynir altı suyu tozu kullanıldığını bildiğimden   güvenilir bir yufkacıdan alınan yufkalarla işe koyuldum. Bu arada öncelikle, pırasayı hazırlamak gerekiyor. Tarif, detaylarıyla aşağıda tabi, ama şunu söylemem gerekir ki lezzeti fotoğrafları kadar güzel oldu :) Hatta son hız, çok sıkı spor yapan sevgili eşim de bu lezzete dayanamayıp d

Kış yemeği

Resim
Diyete son hız devam ediyorum. Malum, süt ve süt ürünlerini hiç bir şekilde tüketmediğimden, vücudumun ihtiyacı olan kalsiyum için bir çözüm bulmam gerekti. Doktorumuz, tablet şeklinde bir kalsiyum desteği verdi, fakat yine de kalsiyumdan zengin besinleri, özellikle sebzeleri bol bol tüketmem gerekiyor. Sebzeler arasında en çok koyu yeşil yapraklı sebzelerin kalsiyumdan zengin olduğunu öğrendim. Kırmızı et olmayınca ve mevsim de kış olunca aşağıdaki basit tarif ortaya çıktı.  Patatesli Pazı: 1 demet pazı 2 orta boy patates 1 adet pırasa 1 tatlı kaşığı salça zeytinyağ, tuz, kimyon Yapılışı:  Salça, tencereye konan zeytinyağda kavrulur. Üzerine 1 litre kadar su eklenir, kimyon ve tuz atılır. Patatesler, bezelye büyüklüğünde doğranır ve tencereye atılır. Ardından, pazıların sapları yapraklarından ayrılarak küçük küçük doğranarak patateslerin yanına gönderilir :) Pırasa, uzunlamasına ikiye bölünerek ince ince kıyılarak tencereye eklenir. Patatesler ve pazı

Uzun bir ara oldu

Resim
Uzunca bir süredir hiç yazı yazamadım. Benim sebebim büyük yazarlar gibi ilham eksikliği değil de, minik oğlum Demir'imde besin alerjisi çıkmasıydı. Maalesef sadece anne sütü alan oğlumun, benim yediğim süt ve süt ürünlerine, kırmızı ete ve yumurtaya karşı hassas olduğunu öğrendik. Daha doğrusu bu ürünleri hayatımdan çıkardım ama hangisine karşı hassasiyeti var net bir şekilde bilemiyoruz. Ne yazık ki sevgili tıp uzmanları bunu anlayacak kolay bir yöntem bulamamış :) Yapılan alerji testleri %100 sonuç vermiyor. Sadece Demir'im tamamen iyileştiğinde tek tek bu ürünleri tüketerek -yani deneme yanılma yöntemiyle- kesin olarak hangi besin grubunun tarafımdan tüketilmemesi gerektiğini bulmayı umuyoruz.  Şimdilik, hamileliğimde de yaptığım gibi sıkı bir diyete başladım. Hamileyken safra kesesi taşı sebebiyle çok sıkı bir diyet yapmıştım. En zoru da, gerek etrafımda gerek internette veya televizyonda güzel güzel yemekleri görüp canım çekerken yağsız salçasız ve sossuz makarna pil